Ayrılma Kaygısı Bozukluğu, bireyin anormal bir şekilde anne, baba, sevgili, arkadaş gibi yakınlık duyduğu birine bağlanması ve o kişiden ayrılma düşüncesiyle bile yoğun stres, kaygı ve korku duymasıdır. 6 ay ve 3 yaş aralığında var olan ayrılık kaygısı normal olarak değerlendirilen bir durumdur. Bu kaygı 1,5 yaş civarında şiddetlenir. 1 yaşın altındaki bebekler ayrılık kaygısını yabancı kaygısı olarak açığa çıkarır. 3 yaşından itibaren çocuklar ayrılığın geriye döndürülebilir bir süreç olduğunu kavramaya başlar ve ayrılığa daha az tepki verir. Ayrılma kaygısı bozukluğu çocukluk çağında en sık rastlanan kaygı bozukluğudur.  Okula başlayan küçük çocuklarda ayrılık kaygısının görülmesi bir dereceye kadar normaldir. Ayrılık Kaygısı Bozukluğu tanısı kaygının şiddetine göre 4-5 yaşından itibaren konulmaya başlar.

Ayrılma Kaygısı Bozukluğu Nedenleri

Ayrılma kaygısı bozukluğu, travmatik olaylar, çevresel faktörler, ebeveyn tutumları gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Özellikle yaşanan travmatik olaylar, çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkan ayrılık kaygısı bozukluğunun en önemli nedenidir. Ölüm, ayrılık, taciz, kaza, aile içi şiddet gibi travmatik olaylar çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkiler ve çevresindeki kişilere karşı daha bağımlı hale getirir.

Ayrılık kaygısının ortaya çıkış nedenleri:

  • Ailede bağımlı kişilik yapısı
  • Aşırı korumacı ebeveyn tutumu
  • Ailede ve çocukta fiziksel hastalık
  • Aile bireylerinden birinin kaybı
  • Aile içi sorunlar
  • Ailede psikolojik rahatsızlıklar
  • Çocukta psikolojik rahatsızlıklar
  • Taşınma, okul nakli gibi değişiklikler
  • Kardeş doğumu
  • Travmatik olaylar
  • Okulda akran zorbalığı
  • Ayrılık içeren kâbuslar

Ayrılma Kaygısı Belirtileri

Ayrılma Kaygısı Bozukluğu, çocuklarda ve yetişkinliklerde çoğunlukla aynı belirtilerle kendini göstermektedir. Ayrılma kaygısı bozukluğunun en bilinen belirtisi, bireylerin bağlandıkları kişiden ayrılma düşüncesinde ve ayrılma ihtimalinde yoğun kaygı ve korku yaşamasıdır. Bireyler, sürekli olarak bağlandıkları kişinin başına kötü bir şey geleceğini düşünerek endişe duyarlar.

Ayrılma kaygısı bozukluğu olan kişiler bağlandıkları kişiden ayrılma korkusu ile okula veya işe gitmekten vazgeçerler, diğer insanlarla plan yapmak istemezler, devamlı olarak bağlandıkları kişinin yanında olmak ve onunla birlikte hareket etmek isterler. Çocuklarda gözlemlenebilecek belirtiler fiziksel ve psikolojik olarak farklı şekillerde sirayet edebilir.  Fiziksel belirtiler arasında genellikle karın ağrısı, baş ağrısı, kusma, mide bulantısı, terleme, düzensiz kalp atışını sayılabilir. Psikolojik belirtiler ise endişe, korku, huzursuzluk,  utangaçlık gibi hal ve durumlardır.

Ayrılık Kaygısı Tedavi Yöntemleri

Ayrılık Kaygısı Bozukluğunda tedavi yöntemi olarak bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik psikoterapi, aile terapisi ve ilaç tedavisi kullanılır. Her çocuğun kaygı düzeyine göre bir tedavi planı oluşturulur.

Çocuklarda görülen ayrılık kaygılarında öncelikli olarak ailenin bu bozukluk hakkında bilinçlendirilmesi önemlidir. Ayrıca aşırı korumacı ve kontrolcü aile tutumlarının, çocuğu güvensiz ve mutsuz hissettireceğini ve bu çocukların hayatlarının ilerleyen dönemlerinde sorumluluk almaktan kaçınacağını, kaygılı bir kişilik geliştireceğini anlatmak gereklidir.